22 Mayıs 2010 Cumartesi

IŞIĞIN YANSIMASI


3.Bölüm
Uyandığında, bir an hayal sandı yaşadıklarını, yanında uzanan adamı gördüğünde gülümsedi sevgiyle. İzledi yüzündeki her bir çizgiyi, uyandırmaya kıyamadı, saatlerce öyle kalabilirdi. Onu seyrettiğini hissetti adam belki de, birden gözlerini açtı ve kadına günaydın ‘’ASCHK ’’ım dedi. Kadın o an mutluluğun doruğunda utangaç bir tavırla, adamın göğsüne yasladı başını. Kendi kalp atışı karışıyordu onun kalp atışlarına, hissettiği sıcaklıktan hiç uzaklaşmak istemiyordu.
Kahvaltı bittiğinde sahile indiler, kumsalda rüzgar sert esmesine rağmen, yosun kokan havayı içine çekmek istediğini söyledi adama. Yürümeye başladılar, dalgalar kumsalı dövercesine geliyor, çalkalanan denizde oluşan köpükler bembeyaz bir şerit oluşturuyordu. Ayakkabılarının kimi zaman kaçamak da olsa ıslanmasını görmezden geliyordu. Deniz kabuklarını bulmaya çalışıyordu gözleri küçük bir çocuk gibi, içindeki coşku, heyecan, hepsi onu çocuklaştırmıştı. Kumsalda duran bir dal ile kumun üzerine ‘’ASCHK‘’ yazdı. Rüzgarla dans eden saçları karmakarışık olmuştu ve o karışıklıkta gülümseyen yüzü kaybolmuş gibiydi. Adam beline doladı kollarını, onu kucakladı bir süre döndüler oldukları yerde ve birlikte kumların üzerine bıraktılar kendilerini. Yaşadığı anın tadına varmaya çalışırken, adam gözlerinin içine o kadar büyük sevgiyle bakıyordu ki gözbebeklerinin içini görebilecek kadar etkileyiciydi. Kendi duygularını düşünmekten onun gözlerindeki yerini bilemiyordu o ana kadar, oysa gözleri öyle sevgi dolu bakıyordu ki, öylesine saf ve huzur dolu. Kocaman elleri naif dokunuyordu, pamuk kadar yumuşaktı sanki. İleride bir tekne gördüler, kim bilir hangi fırtınada su almış ve kıyıya vurmuştu. Kahkahalarla koşarak teknenin yanına gittiler, ikisinin de aynı anda aklından aynı şey geçmişti. Çürümeye yüz tutmuş tahtanın üzerine topladıkları deniz kabuklarını dizmeye başladılar, güzel olanları ayıklayıp beğenmediklerini kumun üzerine bıraktılar. Adam birkaç güzel parçayı seçti kendine, kadın sordu onları ne yapacağını, sürpriz dedi adam. Sahilde uzunca bir süre kaldıklarının farkına vardılar, acıktıklarını hissettiklerinde. Otelin kumsaldaki restoranına geldiklerinde cam kenarındaki masada oturdular, kanat çırpmadan süzülen martıları izlediler. Duydukları sesle irkildiler, garsona siparişlerini söylediler ve yemeklerini yedikten sonra şömine karşısında duran kanepeye geçtiler. Şaraplarını yudumlarken, çıtırdayan odun sesleri ve ateşin renkleriyle ısındılar.